joi, 23 decembrie 2010


Ah Tamara!

Çok eski zamanlarda Akdamar (Van), çok güzel badem ağaçlarıyla dolu bir adaymış. Bu adaya çıkmak yasakmış. Burada bir de kilise varmış. Bu kilisenin papazının da "Tamara" adında çok güzel bir kızı varmış. Papaz, kızını o çevrenin en zenginlerine bile vermemiş.

Çevre köylerden bir delikanlı bu adayı çok merak etmiş. Bu genç çok iyi bir yüzücüymüş. Bir gün adaya kadar yüzmüş. Çok yorulmuş ve kıyıda biraz dinlenmek istemiş. Bu sırada ağaçların arasında dünya güzeli Tamara'yı görmüş. Genç kızla delikanlı göz göze gelmişler ve ikisi de o anda birbirlerine âşık olmuşlar. Bundan sonra iki genç, hep gizli gizli buluşmuşlar. Genç kız her gece kıyıdan delikanlıya bir fener yakmış; delikanlı da karşı kıyıdan bu ışığa doğru yüzmüş. Böylece günler geçmiş. Bir gün, adadaki başka bir papazın kızı onları görmüş ve çok kıskanmış. Bunu hemen babasına anlatmış.

Bir gece çok şiddetli bir fırtına çıkmış. Dalgalar adam boyu yükselmiş. Tamara, gölü çok tehlikeli görmüş, bu yüzden o gece feneri yakmamış. Diğer kızın papaz babası kıyıya gitmiş bir fener yakmış. Delikanlı feneri görmüş, hemen suya atlamış, fenere doğru yüzmüş. Fakat papaz biraz sonra feneri söndürmüş. Delikanlı gece karanlıkta yönünü kaybetmiş, bir türlü kıyıya ulaşamamış. Delikanlının sonunda gücü tükenmiş ve yardım istemek için "Ah Tamara!" diye bağırmış. Ama sular onu dibe çekmiş. Tamara delikanlının çığlığını duymuş, hemen kıyıya koşmuş, ama sevgilisinin sesi artık kesilmiş. Tamara "O, boğulup öldü" diye düşünmüş ve kendini suya atmış. Iki sevgilinin cansız bedeni Van Gölü'nün sularında birbirine kavuşmuş.

Işte adaya o günden sonra "Ah Tamara!" demişler. Zamanla bu ad "Akdamar"'a dönüşmüş.

Vocabular:

-badem = migdala
-ağaç = copac
-dolu = umplut
-ada = insula
-yasak = interzis
-kilise = biserica
-papaz = preot
-çevren = imprejurime
-bile = chiar si; nici macar
-delikanlı = flacau
-merak etmek = a fi curios, interesat, preocupat
-yüzücü = inotator; yüzmek = a inota
-kıyı = mal, tarm
-göz göze = ochi in ochi
-gizli gizli = in secret, pe ascuns
-fener = felinar, far, lanterna
-yakmak = a aprinde, a lumina
-karşı = opus, vizavi
-ışık = lumina
-şiddetli = violent, intens, puternic
-yükselmek = a ridica
-tehlikeli = periculos
-söndürmek = a stinge
-yön = sens
-kaybetmek = a pierde
-türlü = fel, gen
-ulaşmak = a ajunge
-güç = forta, putere
-tükenmek = a se epuiza, a se consuma
-bağırmak = a tipa
-dibe çekmek = a trage in jos
-çığlık = tipat, urlet
-ses = voce
-kesilmek = a inceta, a se opri
-boğulmak = a se ineca
-beden = corp, trup
-kavuşmak = a se regasi
-dönüşmek = a se transforma, a se preschimba

Aşağıdaki soruları metne göre yanıtlayın (Raspundeti la intrebarile de mai jos conform textului)

1. Delikanlı yasak adaya niçin gitmiş?
2. Delikanlı her gün adaya nasıl yüzmüş, fırtınalı günde neden adaya çıkamamış?
3. Genç kızla delikanlı nasıl karşılaştılar, birbirlerini görünce ne oldu?
4. Tamara'yla delikanlıyı beraber kim görmüş, ne yapmış, niçin?
5. Efsane nasıl bitiyor?

Niciun comentariu:

Trimiteți un comentariu